Öfke nöbeti, yaz yağmurunun duygusal bağlamdaki dengidir - aniden gelir ve bazen çok şiddetlenir. Çocuğunuzla birlikte bir restoranda yemeğinizi keyifle yerken, çocuğunuz bir anda sadece pipeti yamulduğu için sızlanmaya, mızmızlanmaya ve avazı çıktığı kadar bağırmaya başlar. 1 ve 3 yaş arası çocuklar, öfke nöbetlerine çok yatkındır.
Ben bir canavar mı yetiştiriyorum? diye endişelenmeden önce, çocuğunuzun bu yaşta sırf sizi manipüle etmek için büyük olasılıkla böyle bir nöbet yaşamayacağını bilmelisiniz. Çocuğunuz, bu öfke nöbetini büyük olasılıkla hayal kırıklığına karşı bir tepki olarak yaşıyor. California Claremont Üniversitesi’nde uygulamalı gelişim psikolojisi alanında öğretim görevlisi olarak çalışan Claire B. Kopp, sorunların büyük bir kısmını dil becerilerinde dengesizliğe bağlıyor ve şöyle diyor: “Küçük çocuklar duydukları kelimeleri daha çok anlamaya başlıyor, ancak dil üretme becerileri henüz gelişmemiş oluyor.”
Çocuğunuz hissettiklerini veya istediklerini ifade edemediğinde, hayal kırıklığı daha da artıyor.
1. Sakinliğinizi koruyun. Öfke nöbetleri hiçbir zaman hoş değildir. Çocuğunuz böyle bir nöbet sırasında etrafı tekmelemek, çığlık atmak veya yere vurmakla kalmayıp, bir şeyleri etrafa atabilir, bir şeylere vurabilir veya morarana kadar nefesini tutabilir. Bu durumla başa çıkmak zor olsa da, nefesi tutmanın öfke nöbeti yaşayan bir çocuk için normal bir davranış olduğunu bilmelisiniz.
Çocuğunuz bir öfke nöbetine yakalandığında, mantığın sesini dinleyemez. Bağırmalarınıza veya tehditlerinize ise olumsuz tepkiler gösterir. 2 yaşındaki bir çocuğun annesi, “Ona durması için ne kadar bağırdıysam, o da o kadar yaramazlaşıyordu,” diyor ve bunun yerine, yalnızca oturup, çocuğu öfkesini yaşarken onunla beraber olmanın işe yaradığını keşfettiğini ekliyor.
Genel olarak, öfke nöbeti sırasında çocuğunuzun yanında olmak iyi bir fikir. Odadan çıkmak – ne kadar çekici gelse de – çocuğunuzun kendisini terk edilmiş hissetmesine neden olabilir. Çocuğunuzun yaşadığı duygu fırtınası onun için korkutucu olabilir. Bu yüzden, yanında olduğunuzu bilmek ona iyi gelecektir.
Kendinizi çok kötü hissettiğiniz durumlar için, bazı uzmanlar odadan sakin bir tavırla birkaç dakikalığına çıkmanızı ve çocuğunuz ağlamayı bıraktıktan sonra odaya dönmenizi tavsiye ediyor. Siz sakin kalabilirseniz, onun da sakinleşmesine yardımcı olursunuz.
Bazı uzmanlar, mümkün olduğu durumlarda (örneğin çok hareketli olmadığı durumlarda),çocuğunuzu kaldırıp ona sarılmanızı da öneriyor ve çocuğunuzun bu sarılmayla rahatlayacağını söylüyor. Ancak, diğer uzmanlar bu taktiğin olumsuz davranışı ödüllendirdiğini ve çocuğunuz sakinleşene kadar, öfke nöbetini görmezden gelmenin daha iyi olduğunu ifade ediyor.
Makul ölçüde kullanılan “mola” yöntemini de işinize yarayabilir. Deneme yanılma yoluyla, çocuğunuz için doğru olan yaklaşımı bulabilirsiniz. Öfke nöbetiyle nasıl başa çıkarsanız çıkın, yönteminizin işe yaraması için tutarlı davranmanız gerekir.
2. Yetişkin olduğunuzu unutmayın. Öfke nöbeti ne kadar uzun sürerse sürsün, makul olmayan taleplere boyun eğmeyin ve çığlıklar atan çocuğunuzla müzakere etmeye çalışmayın. Özellikle insanların içinde gerçekleşen nöbetlerde, tüm talepleri karşılamak çok çekici gelebilir.
Başkalarının ne düşündüğüne çok fazla takılmamaya çalışın – çocuğu olan herkes aynı durumdan geçmiştir. Taleplere boyun eğerseniz, çocuğunuza öfke nöbetlerinin istediklerini alması için iyi bir yöntem olduğunu öğretmiş ve sonraki çatışmalarda aynı durumun ortaya çıkması için zemin hazırlamış olursunuz. Buna ek olarak, çocuğunuz zaten kontrolünü kaybetmiş olmasından dolayı korku içindedir.
İhtiyacı olan en son şey, ona sizin de kontrol sahibi olmadığınızı göstermek olur. Çocuğunuzun öfkesi insanlara veya hayvanlara zarar verecek, bir şeyleri etrafa fırlatacak veya durmadan çığlık atacak noktaya kadar yükselirse, onu kaldırın ve yatak odası gibi güvenli bir yere götürün. Ona neden yatak odasında olduğunu anlatın (“Esra Teyze’ye vurduğun için”) ve sakinleşene kadar onunla kalacağınızı söyleyin.
İnsanların içindeyseniz – ki bu tür yerler öfke nöbetlerine çok elverişlidir – çocuğunuz sakinleşene kadar o ortamdan uzaklaşmaya hazır olun.
Bir anne anısını şöyle anlatıyor: Kızım 2 yaşındayken, sipariş ettiği sade makarna üzerinde maydanozla getirildiği için tam bir öfke nöbeti yaşamıştı. Canının sıkkın olduğunu fark etmiş olsam da, onun herkesin yemeğini mahvetmesine izin veremezdim. Onu sakinleşene kadar dışarıya çıkardım.
3. Mola yöntemini sık kullanmayın. Çocuğa bağlı olarak, yönteminin 18. aydan itibaren başlayarak mola ara sıra kullanılması, onun öfke nöbetlerinde duygularını daha iyi kontrol etmesine yardımcı olabilir. Mola, çocuğunuzun öfke nöbetinin çok ağır olduğu ve diğer tekniklerin işe yaramadığı durumlarda kullanılabilir. Çocuğunuzu kısa bir süre için (yaşının her yılı başına yaklaşık bir dakika) sessiz veya – daha da iyisi – sıkıcı bir yere almak, onun kendi kendisini sakinleştirmesi için yararlı olabilir.
Ne olup bittiğini ona açıklayın (“Şimdi bir mola vereceksin, çünkü sakinleşmen gerekiyor. Annen de hemen şurada olacak.”) ve ona, bunun bir ceza olmadığını söyleyin. Mola yerinde kalmayı reddediyorsa, sadece sert ama sakin bir tavırla onu eski yerine yerleştirin ve kendi işlerinize devam edin. Onun güvende olduğundan emin olduktan sonra, mola boyunca onunla etkileşime girmeyin ve dikkatinizi ona yöneltmeyin.
4. Konuyu daha sonra çocuğunuzla konuşun. Fırtına dindiğinde, çocuğunuza yakınlaşın ve olan biteni onunla konuşun. Öfke nöbetini basit kelimelerle değerlendirin ve çocuğunuzun hayal kırıklığını fark ettiğinizi ona anlatın. Ona duygularını ifade etmesi için yardımcı olun. Bu amaçla, “Çok kızmıştın, çünkü yemeğin istediğin gibi değildi,” gibi ifadelerde bulunabilirsiniz. Kendisini kelimelerle ifade ettiğinde, daha iyi sonuçlar alacağını görmesini sağlayın. Gülümseyerek, “Seni anlamadığın için özür dilerim. Artık bağırıp çağırmadığına göre, ne istediğini anlayabilirim,” deyin.
5. Çocuğunuza onu sevdiğinizi gösterin. Çocuğunuz sakinleştikten ve onunla öfke nöbetini konuşmak için bir fırsat yakaladıktan sonra, ona hızlıca sarılın ve onu sevdiğinizi söyleyin. Çocuğunuzun sakinleşmeyi ve konularını sizinle konuşmayı öğrenmesi gibi iyi davranışları ödüllendirmek çok önemlidir.
6. Öfke nöbetlerini tetikleyen durumlardan kaçınmaya çalışın. Çocuğunuzun hangi durumlarda öfkelendiğine dikkat edin ve planlarınızı buna göre yapın. Acıktığında darmadağın oluyorsa, yanınızda atıştırmalık bir şeyler taşıyın. Öğleden sonraları huysuzlanıyorsa, işlerinizi günün daha erken saatlerinde bitirin.
Bir faaliyetten diğerine geçerken sorun yaşıyorsa, ona bu geçişlerden önce hafif bir işaret verin. Ona birazdan parktan çıkıp, yemeğe gideceğinizi söylediğinizde (Babanla okuduğunuz hikâye bittiğinde yemeğe gideceğiz),ona tepki vermekten çok, duruma ayak uydurma şansı vermiş olursunuz. Bir öfke nöbetinin gelişini görüyorsanız, yerinizi değiştirerek, ona bir oyuncak vererek veya farklı bir yüz ifadesi takınmak veya bir kuşa işaret etmek gibi beklemediği bir şey yaparak onun dikkatini dağıtmaya çalışın.
Çocuğunuz artık daha bağımsız olmaya başladığından, ona mümkün olduğu her durumda seçenekler sunmalısınız. Hiç kimse sürekli emir almak istemez. Mısırlarını bitir! demek yerine, “Mısır mı istersin, havuç mu?” diye sormak, ona kontrol sahibi olduğunu hissettirir. Hayır kelimesini nasıl kullandığınıza dikkat edin. Bu kelimeyi gelişigüzel kullanıyorsanız, büyük olasılıkla hem kendinizi hem de onu gereksiz yere strese sokuyorsunuz demektir. Sakinleşmeye ve hangi savaşa gireceğinize karar vermeye çalışın.
7. Aşırı stres işaretlerine dikkat edin. Gündelik öfke nöbetleri bu yaşların normal bir parçası olsa da, olası sorunlar için her zaman uyanık olmak iyi bir fikir. Ailede büyük bir değişiklik oldu mu? Aşırı yoğun veya stresli bir dönem mi geçiriyorsunuz? Ebeveynler arasında gerginlik var mı? Bu durumların tümü öfke nöbetlerini tetikleyebilir. Çocuğunuzun öfke nöbetleri çok sık veya yoğunsa (veya kendisine ya da başkalarına zarar veriyorsa) destek alın.
Doktorunuz, çocuğunuzun gelişimsel ve davranışsal geçiş noktalarını rutin kontrollerde sizinle birlikte değerlendirecektir. Bu kontrollerde, çocuğunuzun davranışlarına ilişkin endişelerinizi doktorunuzla konuşabilir, ondan ciddi fiziksel ya da psikolojik sorunları elemek için yardım alabilirsiniz. Doktorunuz, bu patlamalarla başa çıkmanız için farklı yollar da önerebilir. Ayrıca, çocuğunuzda öfkelendiğinde korkutucu nefesi tutma davranışları görüyorsanız, bu durumu doktorunuzla konuşun. Bu davranışın demir eksikliğiyle ilgili olabileceğine dair kanıtlar mevcuttur.